ŞİİRLER

ISSIZLIĞIN ÇIĞLIĞI    AŞIK VEYSEL

  ATTİLA İLHAN

ISSIZLIĞIN ÇIĞLIĞI  ORHAN Veli  şiirleri

cam ipliğind<table border="6" width="438" height="304" bordercolor="#FF3300">
 <tr>
  <td height="304" width="438"><center>
<iframe name="ctv" height="301" width="626" src="http://www.canlitv.gen.tr/sitene-ekle/stil1.php?uye=www.KODBUL.piczo.com" frameborder="0" scrolling="no"></iframe></center>
</td>
 </tr>
</table>en sıkı dokunmuştur

kristal vitrindeki bu loş kadın

soğuk tenhalığında kaşları alnının

ince bir hayretle sanki donmuştur

yansımaları s

Atlı arabaların, faytonların peşinde
Yollarda at tersleri kalıyor geçişinde...

Üşüşür ters başına aç karınlı serçeler
Açlığa nîmet olur terste kalmış taneler...

Tek ümit ters gözlemek ise aç karınlara
Aç karınlar ne kadar güvenir yarınlara...

okağa vurmuştur

kafasındaki müstehcen dazlaklığın

sedef boşluğunda aralık ağzının

sevişmelere çağrısı korkunçtur

 

taşralı bir 'köpek' buna tutulmuştur

simsiyah bir ünlem önünde camların

her gece jiletle kazıyamadığın

kaç kere kaçırmayı filan kurmuştur

çünkü kadınlar gözünü korkutmuştur

kraliçesi budur yalnızlığın

ürettiği nilüfer iç bataklığının

cansız olmasından neler ummuştur

 

ıssızlık çığlığını

KADINLAR SONBAHAR  

 

Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar

Titrek dudaklarında sarışın bir keder

Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar

Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler

 

Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor

 

Anlaşılmaz çoçukluğun ortaokullarından ders zilleri

Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler

Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri

Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler

 

Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor

 

Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini

Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir

Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini

Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir

 

Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.

NASIL BİR SEVDAYSA...

 

Ay çok mu gecikti nerdeyse çıkar

Sen yalnızlığıma varır varmaz

Az sonra yağmuru durduracaklar

Rüzgarı değiştirdim

Ustura ağzı poyraz

Yok canım yıldızları unutmadık

Mutlaka yerlerinde bulunacaklar

Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık

Sütlü çıplaklığını örtecek kadar

Senin için olduğu asla bilinmeyecek

Yapraklarını birden dökecek dutlar

Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek

Balkonda işlemeli müstesna bulutlar

Ayak bastığın an şehir de değişebilir

Yoksa Moskova'mı

Belki Berlin belki Dakar

Belki 30'lardan mehtap yorgunluğu İzmir

Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar

Nerede ne zaman kaç kere yaşadık

Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar

Bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık

Dud
AÇLIK SINIRI

Atlı arabaların, faytonların peşinde
Yollarda at tersleri kalıyor geçişinde...

Üşüşür ters başına aç karınlı serçeler
Açlığa nîmet olur terste kalmış taneler...

Tek ümit ters gözlemek ise aç karınlara
Aç karınlar ne kadar güvenir yarınlara...

aklarımızda birbirimizden Bir zaman kurtarılmış bölge, hücreler vardı...
Şimdi de yerlerini mahalleler mi aldı?

Yurttaşların üstünden kaldırın bu kâbusu
Mahalleye mi ait mahalleli namusu...

Devlet mahallelere indirgenirse eğer
Birbirlerine düşman kesilir mahalleler...

Nedir Cumhuriyetin başındaki bu hâller?
Bir zamanlar ayrıldı camiler ve kahveler...

Tarih tekerrür eder...etse ya iyilikler
Hep kötülükler midir tarihi tarih eder?


mısral

PAPATYA'NIN ŞİİRLERİ
BENDEN BANA
SENİNLE SANA
SENİN İÇİN
BAŞBAŞA

Zevklerin en güzeli,
Hazların en yücesi,
Yaşantının seninle olan dakikaları.

Güzel şey aranılıp hissedilmek…
Şefkat derken tam böylesini,
Hayâl etmişim meğer!
Şimdi titriyorum;
“Ya bu mutluluğu yitirirsem?” diye.

Önceden tanımıyordum,
Zor değildi “Hayır!” demek.
Ama şimdi, şimdi
Bilemiyorum.

Bir gururum var benim,
Belleğimde en kötü anılar;
Sırtını dönmen ve arkana bakmadan
Gidişin…

Hep öç almayı düşünmüştüm,
Hep bu anı beklemiştim.
Kalbim ve beynim,
Bitmez bir savaş içinde şimdi.

Bu, ne mutluluk Tanrı’m?
Hep böyle, hep böyle kalsa…
Elimizde değil mi sanki?

Gel kır beni, küçümse,
Gücendir.
Yapmadığını bırakma ki,
Beynim gene bu savaşı kazansın.
Kalbim kırk yıl önceki gibi
Kanamasın!
16 Ocak 2006, Pazartesi.
 
şehirde unutmuştur

 
HOŞ GELDİNİZ SİTEMDE İYİ EĞLENCELER ----------------------------- -----------------


??
 
Bugün 3 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol