KADINLAR SONBAHAR
Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar
Titrek dudaklarında sarışın bir keder
Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar
Sisli bir nebuloz gökte yazılmamış şiirler
Dargın sevgililer yalnızlıklarına uzaklaşıyor
Anlaşılmaz çoçukluğun ortaokullarından ders zilleri
Kilitli defterlerde kurutulmuş menekşeler
Tehlikeli yolculukların kanat çırpan mendilleri
Sazdan saza azalan hicranlı köçekçeler
Dünkü delikanlıları yaşlılığa taşıyor
Eylül şehirleri yağmurlu gürültülerle alır yerlerini
Deniz kahvelerinde son kadehlerde bulutlar birikir
Ilık bir aydınlıkla yıkayıp yorgun ellerini
Görgülü ihtiyarlar bir bir ortalıktan çekilir
Yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor.
|
NASIL BİR SEVDAYSA...
Ay çok mu gecikti nerdeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmuru durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim
Ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar
Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
Sütlü çıplaklığını örtecek kadar
Senin için olduğu asla bilinmeyecek
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova'mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30'lardan mehtap yorgunluğu İzmir
Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
Bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
Dud
AÇLIK SINIRI
Atlı arabaların, faytonların peşinde
Yollarda at tersleri kalıyor geçişinde...
Üşüşür ters başına aç karınlı serçeler
Açlığa nîmet olur terste kalmış taneler...
Tek ümit ters gözlemek ise aç karınlara
Aç karınlar ne kadar güvenir yarınlara...
aklarımızda birbirimizden Bir zaman kurtarılmış bölge, hücreler vardı...
Şimdi de yerlerini mahalleler mi aldı?
Yurttaşların üstünden kaldırın bu kâbusu
Mahalleye mi ait mahalleli namusu...
Devlet mahallelere indirgenirse eğer
Birbirlerine düşman kesilir mahalleler...
Nedir Cumhuriyetin başındaki bu hâller?
Bir zamanlar ayrıldı camiler ve kahveler...
Tarih tekerrür eder...etse ya iyilikler
Hep kötülükler midir tarihi tarih eder?
mısral
BENDEN BANA
SENİNLE SANA
SENİN İÇİN
BAŞBAŞA
Zevklerin en güzeli,
Hazların en yücesi,
Yaşantının seninle olan dakikaları.
Güzel şey aranılıp hissedilmek…
Şefkat derken tam böylesini,
Hayâl etmişim meğer!
Şimdi titriyorum;
“Ya bu mutluluğu yitirirsem?” diye.
Önceden tanımıyordum,
Zor değildi “Hayır!” demek.
Ama şimdi, şimdi
Bilemiyorum.
Bir gururum var benim,
Belleğimde en kötü anılar;
Sırtını dönmen ve arkana bakmadan
Gidişin…
Hep öç almayı düşünmüştüm,
Hep bu anı beklemiştim.
Kalbim ve beynim,
Bitmez bir savaş içinde şimdi.
Bu, ne mutluluk Tanrı’m?
Hep böyle, hep böyle kalsa…
Elimizde değil mi sanki?
Gel kır beni, küçümse,
Gücendir.
Yapmadığını bırakma ki,
Beynim gene bu savaşı kazansın.
Kalbim kırk yıl önceki gibi
Kanamasın!
16 Ocak 2006, Pazartesi.
|